Bir Kalbin Çöküşü

Tarih: 29 Haz 2019

Bir Kalbin Çöküşü; Stefan Zweig tarafından yazılan hikayelerin tamamına oranla daha çok psikoloji ve gerilim barındırdığını söylenmektedir. Nitekim diğer hikayelerinde ele alınan psikolojik değerlerden daha yüksek doz psikoloji içermektedir. Solomonsohn’un hikayesini okurken satır aralarında nefessiz kaldığınızı hissedebilirsiniz. Aralanan her sayfada yüksek gerilim yaşabilirsiniz.

Bir Kalbin Çöküşü Konusu

Stefan Zweig, Solomonsoh’un hikayesini her zaman olduğu gibi güçlü betimleme, tasvir yönleriyle ele almaktadır. Hayatının tamamında kapı kapı gezi pazarlama işiyle uğraşan ve kazandığı tüm parayı kızı Erna ve eşine adayan Solomonsohn, ailesiyle birlikte çıktığı son tatilde her şeye son vermiştir. Çalıştığı süre zarfında kendine vakit ayıramayan, kendiyle ilgilenmeyen ve bunun farkında olmayan Solomonsohn, varığı-yoğunu kızına ve eşine adamıştır.

Kendisiyle ilgilenmemesi, kendine vakit ayıramamasının sonucunda eşi ve kızıyla sağlıklı bir iletişiminin olmadığının da farkına varmıştır. Tatil yerinde eşinin ve kızının etrafında gezinen genç adamlardan hazzetmemiş ve niyetlerinin o kadar da iyi olmadığını düşünmüştür. Nitekim buna karşılık eşi ve kızı aynı fikirde değildir. Hatta Solomonsohn’u bu konuda eleştirmektedirler. Ortama ayak uyduramadığını yüzüne vurmaktadırlar. Etrafta gezinen erkeklerden rahatsız olan Solomonsohn, kızı ve eşine otelden ayrılmak istediğini belirtmesine rağmen, bu konuda eşi ve kızı kayıtsız ve cevapsız bırakmıştır kendisini. Farklı bir otelde tatile devam etme teklifi de yine sıcak karşılanmamıştır.

Yaşananlara daha fazla dayanamayan Solomonsohn, oteli terkedip evine döneceğini belirtmiştir. Eşi ve kızının kalma ısrarına aldırış etmeden kararını uygulamıştır. Ardından kendisine ulaşmak için çekilen telgraflara da cevap vermemiştir. Eşinin ve kızının eve dönmesinden sonra mümkün mertebe kendileriyle iletişime girmeyen Solomonsohn, bir süre sonra hizmetçilerin kullandığı kapıdan eve gidip-çıkmaya başlamıştır. Kendini büyük ölçüde soyutlamaya başlayan Solomonsohn’un evdeki varlığı-yokluğu artık önemsiz hale gelmiştir.

Ağır hastalık geçirmeye başlayan Solomonsohn doktorun tavsiye üzerine ameliyat olmayı kabul eder, fakat doktorun gözlerinden verdiği mesajı anladığında kötü günlerin sona ereceği, ölümün kendisini beklediğini sevinçle karşılamıştır. Eşi ve kızına karşı tavırlarında hiçbir değişiklik olmayan Solomonsohn, tüm mal varlığını bağışlamış, parmağındaki alyansı da çıkartarak karşısına çıkan tanımadığı bir kadına vermiştir. Solomonsohn, adına kayıtlı bir şey bırakmadan hayata veda etmiştir.

Bir Kalbin Çöküşü Yorumu

Solomonsohn’un yaşadıklarına bakıldığında özellikle kızı Erna’nın büyümüş ve yetişkin bir birey olmasını kabul etmemenin altında ezildiği görülmektedir. Elbette Solomonsohn’un yaşam şekli, hayata bakış açısı burada büyük önem taşımaktadır. Eşi için aynı düşünceler söz konusu olmazsa bile, ailesi tarafından kendisini dışlayan tavırların sergilenmesi ve aile içerisinde düşüncelerinin kabul görmemesi Solomonsohn’u ciddi anlamda derinden etkilemiştir. Kızı için yaşananların doğal karşılanabilme durumu var olduğu gibi, gerçekleri kabullenmeme gibi bir durumsallığın var olduğu da söylenebilir.

Nitekim Solomonsohn’un yaşantısı, ailesi ve yaşananlar size büyük oranda tanıdık gelecektir. Elbette burada rol modellerin tavır-davranışları okuyucunun yaşam şekline göre olumlu yada olumsuz karşılanacaktır.

Keyifli okumalar dileriz.


Henüz Yorum Yapılmamış

Yorum Yap