Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Tarih: 28 Haz 2019

Hikayeyi okuduğunuzda Stefan Zweig’ın böylesi bir ilhamı nereden aldığını sorgulacaksınız. Yazılan mektubun belki de direkt olarak size gönderildiğini bile düşünebilirsiniz. Öylesine akıcı bir dille yazılmış bu hikayeyi başladığınız gibi elinizden düşürmeden bitireceğinize emin olabilirsiniz. Baştan sona isimsiz veya bilinmeyen bir mektubun tüm psikolojik ve ruhsal yönlerini ele alan bu hikaye gerçekten eksiksiz bir baş yapıt. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, içeriği itibariyle hiçbir bölümü atlanmadan eksiksiz, kusursuz ve doyurucu bir hikayedir. Kendinize bir rol biçmeniz halinde ömrünüz boyunca unutmayacağınız, aklınızda yer edineceğine emin olabilirsiniz.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Konusu

Giriş kısmını hızlıca okuduktan sonra kendinizi, birden bire hikayenin içinde buluyorsunuz. Hikayenin baş kahramanı ünlü bir roman yazarı olan R.’nin güne başlarken rutin olarak kendisine gelen mektupları okumasıyla başlıyor. Bu mektuplar içerisinde biri oldukça dikkatini çekiyor. İsim verilmeden yazılan bu mektubun giriş cümlesi ise “Beni hiç tanımamış olan sana” şeklindedir. Artan merakıyla birlikte mektubuna devam eden R., kadının kendisini nasıl tanıdığını, aşık olduğunu, gizlice takip ettiğini, sürekli onu gözlemlediğini anlatıyor.

Bilinmeyen Kadın mektubuna yaşadığı şehirden taşınmanın zorluğunu, ardından aynı şehre gelişinin nedenlerini anlatıyor. Küçükken R.’nin dikkatini çekmediğini, fakat alımlı bir genç kız iken kendisinin dikkatini nasıl çektiğini anlatarak devam ediyor mektuba. İlerleyen bölümlerde kendisiyle nasıl tanıştığını ve yaşadığı birlikteliği anlatıyor. Bu birliktelik sonucunda hamile kaldığını sözlerine ekliyor.

Bilinmeyen Kadın, mektubunda “Dün çocuğum öldü” diye ekliyor. Aslında bu çocuğun aynı zaman R.’nin çocuğu olduğunu da kendisine iletiyor. Çocuğu ölürken yaşadığı zorlu geceyi, çocuğunun hastalıkla baş etmeye çalışmasını ve hastalık karşısında yenik düşüp öldüğünü ekliyor. Bugüne kadar ünlü bir roman yazarı olan R.’nin karşısına çıkmanın kendisi için basitlik olacağını düşündüğünden, çocuğunun ölümü ile birlikte bu durumun ortadan kalktığını ve bunu kendisine iletmek üzere mektup yazdığını anlatıyor.

Farklı dönemlerde üç kez R. ile karşılaştığını da anlatan Bilinmeyen Kadın, her seferinde kendisini tanımadığını, tıpkı farklı üç kadınla birlikte olduğunu belirtiyor. Kendisini tanımadığından dolayı R.’ye özellikle “Beni tanımamış olan sana” diye sitemde bulunuyor. Kendisine yazdığı mektubun sebeplerini dile getirirken, kısa sürede hayatta olmayacağını ve bu hayata veda edeceğini anlatıyor Bilinmeyen Kadın. Bu güne kadar karşısına çıkmadığını ve bugünden sonra da olmayacağını belirten Bilinmeyen Kadın, bir çocuğunun olduğunu ve artık öldüğünü bilmesi için kendisine mektup yazdığını belirtiyor.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Yorumu

Hikayeyi bir çırpıda bitirdiğinizde içinizde bir burukluk yaşayacağınıza emin olabilirsiniz. Mektubun sizde büyük bir etki yaratacağını, hikayenin damağınızda tat bırakacağını bilmelisiniz. Bir mektubun nasıl hikayeleştirildiği, Stefan Zweig‘ın usta yazarlığına şahit olacaksınız. Bir biyografi okur gibi, yaşandığından emin olabileceğiniz bir hikaye okuyacaksınız.

Keyifli okumalar dileriz.


Henüz Yorum Yapılmamış

Yorum Yap