Mecburiyet
Tarih: 27 Eyl 2019Mecburiyet kitabı, Stefan Zweig’ın yoğun psikoloji barındıran eserlerindendir. Hemen hemen her eserinde güçlü psikolojik unsurlara yer veren yazar Mecburiyet eserinde de bu yönü ön plana çıkarmıştır. Hikayenin başrol kahramanı Ferdinand ve eşi Paula arasında geçen “Mecburiyet” psikolojisi hikayenin konusunu oluşturmaktadır.
Mecburiyet Konusu
Savaşa katılmamak üzere kendi ülkesinden İsviçre’ye kaçan Ferdinand, ilk günden aklının bir yerine not ettiği bulunma, yakalanma hissi ile yaşamaktadır. Ferdinand ve eşi, İsviçre’de tıpkı ünlü ressamların çizdiği tablolar gibi dağ, göl, doğa içerisinde sakin bir şekilde hayatı yaşamaktadırlar. Fakat bir gün korktuğu başına gelir ve kendisine resmi daktilo tipografisi kullanarak hazırlanmış bir mektup gelir.
Mektubu alırken yaşadığı sıkıntı, psikolojik harp kendini ön plana çıkarır. Almak ile almamak arasındaki kararsızlık, yakalanmış olma hissi, artık kaçamayacak olma psikolojisi baş gösterir. Bir süre zarfı açmadan hayatına devam eden Ferdinand, daha fazla dayanamayarak zarfı açar ve konsolosluğa acil bir şekilde gelmesi istenir.
Daha fazla kaçamayacak olmak, tekrar savaşa dönmek, savaşmak ve savaşta insan öldürmek gibi istemediği durumlar ile karşı karşıya kalacağını düşünen Ferdinand, eşi Paula ve kendisi istememesine rağmen konsolosluğun yolunu tutar. Bu süre zarfından giyiminden, saç-sakal tıraşına, randevu saatine kadar herşeyi göz önünde bulundurmuş ve dikkatle, eksiksiz hazırlanmıştır. Gerçekleştirilecek mülakatın da provalarını zihninde canlandırmıştır.
Durum tıpkı beklemediği gibi sonuçlanmış ve Ferdinand’ın savaşa katılması istenmiştir. Çaresiz bir şekilde eve dönen Ferdinand, eşi Paula ile ciddi tartışmalar içerisine girmiştir. Eşi Paula gitmesini istememekte ve bu isteğinde ısrarcı davranmaktayken, Ferdinand ise durumun istekten ibaret bir mecburiyet olduğunu anlatmaya ve kabullenmeye çalışmaktadır. Bu süre zarfından yaşanan psikolojik harp, Ferdinand’ın yapmak istemediği, içerisinde bulunmak istemediği, bir savaşa dahil olmaktan kaçınmak zorunda olduğu fakat bunun mecburiyetinde olduğunun açık izahıydı.
Hareket saati yaklaşırken Paula, Ferdinand’ın gidişine inanmak istememekte ve artık çaresiz bir şekilde arkasından izlemekteydi. Ferdinand ise tren istasyonunda kendisini götürecek trenin gelmesini beklemekteydi. Fakat son bir kez Ferdinand, tüm olayları zihninde süzgeçten geçirerek, son kez karar verme mekanizmasını çalıştırarak bu gidişin önüne geçmiş, elinde tuttuğu kağıdı parçalamıştır. Mecburiyetten kurtulmanın verdiği hafiflik ile evine dönmüş ve eşinin ellerini tekrardan tutmuştur.
Mecburiyet Yorumu
Klasik Stefan Zweig tarzıyla yazılan hikaye, bir kişinin bir durum karşısında istememesine rağmen mecburi olduğu ve karşı konulamaz bu durumun yaşadığı psikolojiyi ele alıyor. Mecburiyet halinde kişinin karar verme yetisi, ailesi, yaşadığı yer ve coğrafyanın bu durum karşısında nasıl anlam değişikliğine uğradığını aktarıyor. İstemeden de olsa söz konusu bazı durumların insanın elinde olmayan ve katlanılması gerektiğini açıkça gözler önüne seriyor.
Keyifli okumalar dileriz.
Henüz Yorum Yapılmamış